Ekim başında ve sonunda birkaç kez Bodrum’da denize girmiştik, gayet de güzeldi. Tabii hava her zaman aynı olacak değil ama birkaç gün öncesinden bakarsınız hava durumuna. Deniz gayet sıcaktı biz gittiğimizde.

Yani neresine gitmeyi düşündüğünüze göre rüzgar olabilir, deniz de bi Karadeniz veya Gökçeada/Bozcaada seviyesinde olmasa da soğuk olabilir.

Ben giriyorum örneğin o zamanlarda ama eşim soğuk diyor girmiyor. Kişisel biraz o konu :)

Güvercinlik tarafında olacağız muhtemelen

Normalde ekim ortasından sonra egede deniz soğur ama bu sene mevsimler baya kaydı.bence ekim sonuna kadar denize girilir.

ekimde bodrum'da defalarca denize girdim, sikinti olmaz.
kuzey ege kadar soguk olmuyo kesinlikle, girilir.

biraz serin olur ama girilir. Turistler Kasim'da bile giriyor.

sarı ekim denir. su; soğuğa yakın ılıktır, dalga arada çıkar. kafa dinlemek isteyen turist, ekim ve sonrası gider.

Ayni şekilde benim de kitaplarım takıldı. Ticari sayısında da değil bilerek mi yapıyorlar anlamadım ki. Bir arkadaş yazmış binlerce liraya mal olabilir geri gönderin diye.

Abi kendin gümrük işlemi yapamazsin. Her türlü gümrük musaviri ile çalışman lazım.

Birkaç müşavir bulmaya çalıştım. Ancak küçük paketler olduğu için kimse ilgilenmiyor. İlk kargosu takılan ben değişimdir. Diğer insanlar nasıl halleşiyorlar acaba?

Anne degilim ama annem super bi anne ve aramizda 22 yas var. Cok iyi anlasiyoruz. Bence ne kadar erken anne olunursa o kadar guzel olurmus. Ben 30'um, degil cocuk, hayvan bile bakmak istemiyorum. Insan kendi hayatina duskun olmadan, rahata alismadan coluk cocuk sahibi olmali eger onunde sonunda bir hayali varsa, yoksa zor bence. Bana imkansiz gorunuyor en azindan.

klasik ve tırt bir cevap olacak ama "kişinin kendini en anne hissettiği yaş" diyeceğim :)

bana bunun ideali 24-26 arası gibi geliyor. ne genç, ne yaşlı. öte yandan 30-32 yaşında doğurmuş kadına da "hadi len sen anne misin?" demek saçma olur. bence biyolojik olarak, olgunluk ve mevcut dünya düzeni vs. düşünülerek ilk çocuk için 24-26 yaş arası ideal nokta diye düşünüyorum ama tabii ki herkesin hikayesi, yaşantısı farklı. bebe sağlıklı olduktan sonra anne 35 yaşında olsun, ne çıkar?

Karakterin oturup baska bir canlıya bakim saglayabilecek olgunluga erisebilmesi bakimindan en erken 32-34 diyorum

Ben en az 35 diyorum. 20'li yaşlar kesinlikle değil bence. Birçok kadın üniversite okuduktan sonra evlendiği için ya da çocuk yaptığı için bir gün bile çalışmadan, kendi parasını kazanmadan, o kadar okumanın, uğraşmanın tadını çıkarmadan, tecrübe kazanmadan eve tıkılıp kalıyor. Başlarda bebeklikten çıkmasını bekliyorlar ama sonra bir bakmışlar çocuğu okula götürüp okuldan alıyorlar. O saatten sonra zaten çalışmak isteseler de kopmuş oluyorlar. Çocuk yetiştirmek için önce kişinin kendini geliştirmesi gerekiyor. 20'li yaşlar direkt sıkıntı çünkü çoğu hayattan habersiz oluyor.

35'ten sonra bebek için riskli. anomalili doğabilir.

35 yaşında cocuk sahibi olmuş biri olarak yazıyorum enerji yetmiyor bence 30 ideal.

hicbi yas :))))) bana gore hicbi yas ama ideali dusunursem 28-29 diyecegim. maddi kaynaklarini cok on plana katmadan tadinda ve sevimli annelik icin bir miktar genclik lazim, o agirlik cokmeden, cocuk bakmak kolaylasabilir. cok kucuk yasta anne olunca da sosyal hayattan epeyi kopuluyor bir arkadasim 23unde dogurdu, biz yeni yeni para kazandikca gezip tozuyorduk o ise evin icinde yemek yapip cocuk bakiyordu. bence o yasta kaldirilabilrcek bir sey degil ki kendisi bunaliyordu. ama bazi zevkleri yasayip anne olunsa icinde ukde de kalmaz diye dusunuyorum.

29 yaşındayım.

24-26 yaşlar denmiş o yaşlarda çok çocuktum düşünüyorum da.

halen daha kendimde anne hissi yok. ben daha kendim hayatımı yaşamadım koşturmacadan.

33-35 yaşlarına kendimi hazırlıyorum.

31 yaşında anne oldum. Bazen erkenmis diye düşünsem de şu an enerjim yetmezmiş gibi geliyor. Ama asla 30 yaş altı anne olmazdım.

33-34 denmiş 25’ten sonra insan yaşlanmaya başlar. 30’tan sonra çocuk sahibi olmak sıkıntılıdır diye düşünüyorum.

İlk çocuğunu 20'li yaşlarda, 2. çocuğunu 30'lu yaşlarda doğurmuş bir anne en güzel cevabı verecektir. Çünkü çocuk bakmak ve büyütmek gerçekten yorucu, enerji isteyen, güç isteyen, sabır isteyen bir iş.

Biyolojik olarak da en idealinin 20-30 yaş arası olduğu yazılıyor bilimsel kaynaklarda, 35 yaşından sonra tüp bebek için bile işlemlerin oldukça zor olduğu belirtilmiş.

Allah isteyen herkese sağlıklı çocuklar nasip etsin, hepimizin çocuklarını da esirgesin, amin.

34 te doğurdum. Bi tık geç kaldığımı düşünüyorum, gerçi biz denedik kendisi anca tüp bebekle geldi napalım :)
30 civarı iyi gibi zira 30 dan sonra insanın enerjisi günden güne düşse de daha olgun olunuyor. 30 +-3 diyeyim kabaca.

Cocuk yapmak niyetinde degilim. Fakat, 20li yaslarda cocuk sahibi olmak bana tam bir delilik gibi geliyor.
39 yasindayim, kafa olarak en iyi zamanim simdi bence. 39-45 yas arasi annelige cok daha saglam bir kafa ile yaklasabilirim. Ama fiziksel olarak senelerce uykusuz, yavas adimlarla cocuk pesinde yuruyen, cocukla oyun oynayacak vs durumda degilim kesinlikle. 30-35 daha uygun olurdu onun icin herhalde. Simdi enerjimi kendime harcamak istiyorum.

Mamafih, dedigim gibi, cocuk yapma niyetinde degilim.

30-31 geçişi
sonrası geç
öncesi erken.

ben 29’da anne oldum, 7/24 yalnız büyütüyorum. enerjim yetmiyor. 35lerimde şöyle rahat bi nefes alabilmeyi umuyorum. mental olgunluk açısından 30ların ikinci yarısı iyi gibi duruyor ama bir yandan da o yaşa kadar insan o kadar rahata alışıyor ki 30lardan sonra başka varlığın düzenine adapte olabilmek de zor, çocuk çok büyük bir challenge.

herkesin uygun vakti farklı. benim için 28 hamile kalmak için ideal görünüyordu.

23-24

Hukukcu arkadaşlar gelmeden ben can alıcı soruyu sorayım;

Daha önce tarihsiz bir "tahliye taahhütnamesi" imzalamışlar mı? Bu taahhüte mi "düzenleme kasım, tahliye ocak" tarihleri atılıp tebligat yollanmış?

Hayır herhangi bir belge imzalamamislar. Bahsettikleri tarihlerde zaten İstanbul'da bile değillerdi bebekleri yoğun bakimdaydi onlar da gebzedeydi yanında.

Oncesinde de böyle bir imzalı belge mevcut değil kirayı aksatmadan odemisler. Bu arada aynı apartmanda başka daireleri de var ev sahibinin altta dükkanı vs hani ben tasinicam gibi bir durum da yok.

Hocam benzer durum benim de başıma geldi ve ev sahibi durumun farkında olduğu için "ya bu zamma razı ol ya da ucuzunu bulacaksan çık" diyor açık açık.

Ekim ayında 110% zam yedim. Şimdi mart ayında ilave 60% daha istiyor. El mahkum verecegim.

bu işlemlerde kritik nokta tahliye taahhütnamesi arkadaşlar öyle bir belge düzenlenmiş ve imza atılmışsa direk doldurup çıkartabiliyorlar onun haricinde 10+1 yıl sizi kimse haklı sebep olmadan (eve ihtiyacı olup taşınması) çıkaramaz. ev sahibi 5 yılı geçince kira tespit davası açıp kirayı güncelleyebilir 10+1 yıl sonunda da sebepsiz yere çıkarabilir onun haricinde kiracı olarak devlet ve kanun sizin yanınızda ha şunuda belirteyim bazı ev sahipleri noterden ihtar çekip çık evden ben gelicem tarzında yazı gönderiyolar onların bir karşılığı yok ne yaparsa yapsın mahkeme kanalıyla yapmak zorunda. haklarınızı bilen bir avukattan güzelce öğrenip ona göre hareket edin kimse kafasına göre yılda 2-3 kere fahiş fiyatlarda zam yapamaz zaten kanuni oran temmuza kadar yüzde 25 ha bu az tabiki sizde ona göre ne bilim yüzde 50 yada 100 yaparsınız onada tamam ama bazı açgözlü evsahipleri yüzde 300 zam yapmaya kalkıyor bu noktada siz kiranızı düzenli bir şekilde bankadan ödüyorsanız hiç düşünmeyin bişey olmaz ki mahkeme açsa zaten 1-1,5 sene anca sonuçlanıyor siz sadece haklıyken haksız duruma düşecek bişey yapmayın yeterli.

eğer tahliye taahhütnamesine imza atmadıklarından emin iseler, hemen gelen icra takibine itiraz etsinler. sakın süreyi kaçırmasınlar son güne bırakmasınlar. en önemli nokta bu.
ev sahipleri kendileri tahliye taahhütnamesi hazırlayıp kiracı imzaladı gibi yapıyorlar. zaten itiraz ettiklerinde kiraya veren dava açmak zorunda. mahkeme imza incelemesi vs. yapar ve kiracının imzalamadığı belli olur. o halde dava reddolur.

Evet eminler hatta eşi icra dairesine gitmiş gerçekten de ev sahibi bunlar gibi imza atmış kağıda ona itiraz edecekler. Bu durumda ev sahibi ceza alır herhalde evrakta sahtecilikten.

yalovadan ido feribotuyla yenikapıya geçmeni tavsiye ederim. istanbul trafiği ayrı bir dünya. çok gittim geldim o yolu, esas macera osmangazi köprüsünü geçince başlıyo; makas atanlar vs. otobanda da selektör yakıp taciz etmeler vs.
yalova feribotuna gidene kadar da navigasyon ısrarla kısa bir mesafede otobana sokmaya çalışıyor. inegölü geçtikten sonra sağa doğru yeşil bir istanbul tabelası göreceksin. oradan gir, bursa çevre yoluna bağşanırsın, orası ücretsiz, sonrasında da hep mavi tabelalı yollardan gidersen otobana girmeden yalovaya bağlanmış olursun.
gemlik taraflarından geçerken de mesai çıkışına denk getirmemeye çalış; gemlikte çalışıp çevre illerde ikamet edenler çok oluyo, yollar kalabalıklaşıyor. onun dışında çok zevkli bi yoldur, mezitler tarafı özellikle.

Eskişehir’den İstanbul’a Osmangazi mantıklı değil. Sakarya - İzmit şeklinde gidersen 10 dakika fark ediyor. O da zaten otoban hızı yüzünden. Köprüye para vermene gerek yok. Kuzey otobanına verirsin çok daha azını.

yalova'dan yenikapı feribotuna binmek en mantıklı çözüm. osmangazi falan filan derken hem trafik, hem maliyet hem de vakitten çok kaybedersin. bir saat on beş dakikada avrupa yakasının göbeğindesin nereye gidersen git.

rotan şu: goo.gl

Ne yalovası yav basın temden gelin.

Sakarya üzerinden gelmeye çalışıyorum bakalım feribot saatine yetişemezdim o kısmı eledim 2 saatte beklemek istemedim yeni seferi. Pamukovayi geçtim 10 km kadar sonra İstanbul sapağından dönecekmisim ama yol hep tır :) kıyın kıyın geliyorum bakalım

Ne Osmangazisi ne yalovası. Bilecikten dümdüz gidecen :D

Bilmiyordum ki :) neyse kazasız belasiz geldim.

Butce nedir? Eskisehir'de havuz-termal keyfi yapalim derseniz tasigo guzel, kahvaltisi da iyi.

Aslında tatilden dönerken biraz da orada gezelim diye yola çıkıyoruz eve dönüş durağı diyelim öyle buyuk bir bütçemiz yok maalesef. Zaten yatmadan yatmaya iki gece gideceğiz

Şu an oteller acayip uçmuş. Bursa'da 400 liraya kaldığım otel, yaz gelince 2000 lira yapmış. Antalya daha feci haldedir.
İs seyahatlerimde Royal elips otelde kalıyordum. Telefonla bir fiyat sorun bence. Temiz ve etki yüzü düzgün bir otel.
B business var hiç kalmadım ama orası da güzel bir yer.

corner park
lemon hotel

Biz mola oteli olarak Sinemis Otel'de kaldık birçok kez. Temiz bir otel. Kahvaltı dahil. Şehir içinde.
Yatmadan yatmaya gidilecekse oldukça yeterli.
Bunu buldum.
Telefon:
(0242) 243 12 88
Adres: Altindag Mah. 169 Sok. No 19, Antalya.
Hatırladığım konum buydu. Bir telefon edebilirsiniz.

kaleiçindeki otellere de bakın derim.

trt lara tesislerine arayip rez sorabilirsiniz

Polis çağırarak?

Bizim okulda kamera kaydı alıyor gibi yapmak çok işe yarıyor anında kalabalık dağılıyor.

Okulda bir personel olmali guvenlik sebebiyle dokunma izni olan. Bu kisilerin ogrencinin vucuduna dokunmadan -nasil anlatabilirim bilmiyorum- kollarini kanca gibi gecirerek vs ogrenciyi ayirma pratigi oluyor.
Guvenlik gorevlileri, rehberlik uzmanlari, okul yoneticisi falan olabiliyor bu kisiler.

Denemedim ama bir kaç çeşidi olduğunu biliyorum, yatmadan önce kılınan bir namaz, duasını yapıp konuşmadan kıbleye doğru yatıyorsun.

İşte rüyanda olumlu şeyler görünce istihare yaptığın konuyu iyiye yoruyorsun, olumsuz şeyler olursa da kötüye, negatife yoruyorsun.

Çıkacak diye bir şey yok, günlerce yapıp da ne olumlu ne olumsuz rüya görmeme ihtimali de var tabi ki.

Edit: Kafirun ve ihlas sureleri okunuyormuş, şimdi merak edip baktım.

yeşil renk görürsen olumlu bunu biliyorum.
çimen de oynayan çocuk.
rüzgarda sallanan ağaç dalları gibi

Universite sınavına gireceğim sene annem bir komsumuza rica etmiş o da rüyasında kocaman camları olan bir binada beni görmüştü sonra gerçekten de öyle büyük boydan boya cami olan bir okula gittim belki tesadüf belki tahmin belki gerçekten malum oldu bilemiyorum.

Zamanında bunu denediğim çok oldu hiçbir şey olmadı sonuç olarak.

Zaten önemli olan istişare, istihare değil.

Bir de bunu din ile bağdaştıramıyorum, gaybı yalnızca allah bilmiyor muydu?

istihare bu devirde herkesin yapabileceği bir şey değil. insanlar bunu artık fal bakmak misali oldugu sanrısına kapılıyor. öncelikle istihareye gelene kadar bu 'ritüelin' doğrusu;
1- istişare
2- istiharedir ve bunları yapmaya Allah'ı şahit tutup niyet edip yapıncada kanun gibi hükmü vardır. Yani istişare ve istihare sonucunu kaale almayıp tersini yaparsan da sonucuna katlanırsın.

İstişare, herkesle yapılmaz. Kalbi durumundan emin oldugunuz ağzı dualı ve deneyimli yani yaşça büyük biri diyelim, öyle biriyle istişare yapabilirsiniz. siz ve o niyeti doğru tutunca Cenabı Allah o kişinin kalbine cevabı doğurur. burada önemli olan o kişinin size vereceği nasihati tutup tutmayacağız? (bu beni korkutan bişidir ve ona çok sık cesaret etmem. ya kalbimin istediğinin tersini söyler de yapamazsam? ne halt ederim. bari kalbime doğanı yapıyım da kendim ettim, kendim buldum derim...)çünkü kader örüntüsüyle alakalı olarak ağızdan çıkan bir şey kader olarak işlemeye başlayacaktır ki bu istişare ise daha farklı. ağızdan çıkan o sonucu kabul etmezseniz bunun bir imtihanı olacaktır. istihare ise; siz istişare edip hala daha emin olamadınız ve bi durum oldu. o zaman yapılır. rüyada bir şey görmekle alakalı değildir. uyanınca kalbine gelen hisle alakalıdır. iyi bir şey görürsün ama kalbinde huzursuzluk varsa bu olumsuzdur diyebiliriz. yani aslında kalbin sana bildiriyor. (aslında şöyle de düşünebilirsin, istihareye niye gerek duyaruz, bir olumsuzluk, bi bit yeniği vardır. adı konmamıştır ama içine gelen bi his vardır. bu durumdaki rahatsızlıktan kurtulmak ve belki bu rahatsızlığın adını koymak içindir. ya da bariz olumsuz bişi vardır, olumlu çıkarsa toıpu buraya atmak içindir. ama olumsuz çıkarsa da yine yapılamaz sonra imithan olursun işte) Rüya ile amel edilecek devirde değiliz. öylesi safi kalbi olanı bulsanız zaten istihareye gerek kalmadan, istişare etmek için peşinde koşturursunuz. demem o ki, istihare peşinde koşmayın. ağzı dualı, sizin için kırılacağınızı bilse bile tarafsızca doığruları söyleyip Allah'ın yoluna uygun şekilde sizi yönlendirecek bir kişi bulun. He yoksa, yine tarafsız aile büyüklerinizden ya da aklı-kalbi bir tutabilen olgun birinden yardım alın.

Siz Allah adına niyet edip, Allah'ı şahit tutarak bir iş yapıp, ortada duran bariz cevaba rağmen tersini yaparsanız imtihan olursunuz, bilin be hey bre..:))

mesela istihare yapılması gereken bazı şeylerde, öncesinde o şeyi istediğinizi göstermenizi isterler. yani bir süreç geçirtirler. bakın bunun amacını düşününce nedir? aslında o çaba sırasındaki süreçte zaten işin eğrisini, doğrusunu idrak eder hale gelirsiniz. en en en son ihitmal o kalır. istihare ile alakalı biri bana sorsa, kalbine sor!derdim. sessiz sedasız bi kendinle başbaşa kalıp düşününce varsa o bit yeniği kendini gösterir. bunun dışında yapılan istihareleri fal bakmaya benzetiyorum

Ankara için yazıyorum:
Giriş ücreti 1-2 lira bir şey.
Dürbüne gerek yok, dev ekran var artık.
İzleme adabı diye bir şey yok. İstersen hiç izleme. Sadece piknik yapmaya gidenler bile var hipodroma.
Padok denilen yer var, atlar yarış öncesi orada bir iki tur atıyor, orada yakından görebilirsiniz atları.
Sakın oynama. Çocuğun çoluğun rızkını at yarışlarında yeme alskdhalsjdkl

5.5 yaşında at sever bir oğlan anası olarak Veliefendi civarından bildiriyorum :) giriş ücreti burada yok sadece HES kodu gösterip giriş yapılıyor. Yarış öncesinde atları padokta gezerken görebilirsiniz jokeyleri de oluyor o alanda isimleri anons ediliyor oldukça keyifli. Stat içinde (Veliefendide) tribünler var orada oturup hem dev ekrandan hem de önümüzden geçerken atları görebilirsiniz ki çok hızlı oluyor o an :) Zaten tribünün bir ritmi var bitiş çizgisine yakın bir yerde oturursaniz "hadi be kalekiziiii" diye topluluğa katılmış bağırırken alkislarken bulabilirsiniz kendinizi. Içeride bira vs de oluyor yiyecek sosis ekmekte öyle bir organizasyonda yapabilirsiniz. Keyifli seyirler dip not: bahis oynamayın valla çok üzücü hallere giriyor insanlar orada.

Kocaeli hipodromu bayağı serin olabilir, dikkat edin. Onun dışında at yarışları, özellikle hafta sonu, bayağı aile etkinlikleri. Dendiği gibi hiçbir şey yapmadan girebilir, padok kısmında atları görebilir, çay kahve içebilir ve pistin kenarında falan yarışı izleyebilirsiniz.

dostum insan bu durumda hep acabada kalıyor ama matematiksel bir şey değil bu, bilme şansın yoktu.

2. doz aşının ertesi günü kalp krizi geçip ölen tanıdığım var bir diğeri ise felç geçirdi.(ailemin yanındayım ve burası 100bin kişilik küçük bir ilçe her şeyden herkesin haberi oluyor) ben de aşı oldum, aşı olmaktn başka çaremiz yok ama bu aşının %100 güvenli olmadığı açık. hele bu kadar yaşlı insanlarda. Belki aşı yaptırdıktan sonra kalp krizi geçirecekti bu sefer daha kötü hissedecektin.

Allahtan unut kesilmez. doktorların ameliyat etsekte etmesekte vefat edecek deyip, ameliyatta kadavara diker gibi diktiği (cerrah akrabamızın dikişlere baktığında yorumu) bir yakınımız aylarca yaşadı. Hiç belli olmaz umut hep vardır.

ancak 88 yaşında vücudu bu kadar yorulduktan sonra ışıklar içinde dinlenmesi onun için en güzeli olabilir.

malesef bu gün değilse yarın hepimiz bu acıyı çekeceğiz keşke ölüm hiç olmasa ama kaçışı olmayan tek şey bu.

İki doz biontech olduktan sonra babam pıhtı atması yaşadı. 2 ay yoğun bakımda kaldı, şu an da iyi çok şükür, sağ tarafı felç ama yavaş yavaş his gelmeye başladı. Umarım annaannesiniz de atlatır, çok geçmiş olsun

geçmiş olsun.

zorla aşı yaptırsaydınız da bir şey olsa allah muhafaza kendinizi nasıl hissederdiniz? ben kendi anneme sürekli, şunu ye bunu iç onu yeme, o hap bu bilmemne, o ilacı doktorun mu yazdı kendin mi aldın, bana sormadan gidip kendin ilaç alma vb. kafa ütülerim sağolsun dinler. ancak zorlamam asla. aşıda ise hiçbir şey demedim. çok karmaşık bir konu. sordum, kendisi yaptıracağım dedi yaptırdı. ​zorla olmaz. herkesin kendi yaşamı. saygı duyalım.

her yaştan atlatıp normal yaşama dönen var. 1919'daki grip salgınını görmüş onda da hasta olup yatmış bir kadın covid olup iyileşmişti yurtdışında. benim babam o kadar yaşlı değil ancak çok korkuyordum hastalansa bir şey olur diye başka 5-6 hastalığı olan çok sağlıksız kötü yaşayan stresli birisi. covid oldu iyileşti.

değerler sizin bakıp anlayabileceğiniz şeyler değil hangisi daha önemli hangisi daha az önemli, 2-3 tanesi birlikte nasıl işler bunlar karmaşık konular bakıp kendinizi yormayın.

her şey olabilir ne olursa olsun önemli olan siz yanında olun, kendinize sağlam bakın. sizin güzel günleriniz de çok olacak, bütün ailenizin de.

Yaşlılarda aşının koruyuculuğu düşük, başka etkiler söz konusu olabiliyor, siz bu sebeple bu düşüncenizden uzaklaşmaya çalışın.

Allah acil şifalar versin, çok geçmiş olsun.

Ananem gitti dostlar dualarınızı esirgemeyin

Başınız sağ olsun. Size ve ailenize sabır diliyorum.

Başınız sağolsun. Nurlar içinde uyusun.

Başın sağ olsun dostum. Ananeler çok sevilir, hep yanında hissedeceğine eminim.

Allah rahmet eylesin nur içinde yatsın.

Basiniz sagolsun.. duskun olmadan olum nasip olsun derim hep.. allah rahmet eylesin

Allah razı olsun hepinizden sağolun

Allah rahmet eylesin, başınız sağolsun

Allah rahmet eylesin, nur içinde yatsın.

muhtemelen ayrı olmalıdır ama ben aynı havluyu kullanıyorum

Evde yer bulamadığım için aynı. Ama 2 günde 1 yıkıyorum

Tek havluyla kendi içinde ayırdım ben onları. Havlunun üstüyle yüzümü, altıyla ellerimi kuruluyorum. Niye ayrı olması gerektiğini de anlamıyorum. Temizlik anlayışımız vücudun bütün bölgeleri için aynıysa eğer havluya temas edecek yerimiz aynı temizlikte olacak zaten.

yüzümü sabah duşunda yıkadığım için saçımı kuruladığım havluyla yüzümü de kuruluyorum.

el havlusu ayrı.

ayrı.

Aynı havlu ama her gün değiştiriyorum.

Ayrı

same.

ayrı.

El havlusu eşimle ortak, sık sık değiştiriyoruz. Yüzümü kâğıt havluyla kuruluyorum.

Evlendigimizden beri evet. Oncesinde her seyi ayni kullanirdim

Ayrı hatta yüzüm için her gün farklı havlu kullanıyorum.

bu aralar kağıt havlu kullanıyoruz

1: Kadınların yağ sentezi erkekler gibi düz çalışmaz yağ sentezine etki eden hormonal değişkenler çok fazla, östrojen senin yağ depolaman için çok fazla çaba sarf eder o nedenle kısa vadede yağ alıp verme miktarları farklı bir seyir halinde olabilir, bunu ortalamasını takip edebilmek için 4-5 aylık bir süreç geçmesi gerekir, ayrıca diyetisyenlere de çok fazla güvenmek doğru değil daha birkaç gün önce "bu hafta çok fazla yürümüşsün kas almışsın o yüzden kilo verememiş gözüküyorsun" şikayeti vardı bir diyetisyenden, tabii diyetisyene yine git ama sonuçlar için ayna kontrolü ve mezura ölçümü yaparsan daha garanti bir takip yapabilirsin.

2: İşini motivasyona bırakma.

Valla bence süper kilo vermişsiniz, vücut arada bir saçmalayabiliyor veya tartıda sorun oluyor. Ayda 4 kg yağ gibi bir şey veriyorsunuz ki bence bayağı iyi be moral bozmayın.

2 haftada yediklerinizde önceki listelere göre farklı ne gibi ürünler var? Belki o şekilde karşılaştırsanız kendi kendinize neyin kilo aldırabileceğini bulabilirsiniz. Mesela ben et ürünleri tüketmeye başladığımda daha çok kilo veriyorum, baklagillerde şişiyorum.

Olur öyle diyip geçiyorum motive olmak için, takılırsam komple yerim çünkü. Insülin direnciniz vs olabilir mi? Belki ondandır.

Tıp 2 diyabetim var insülin direncim de yüksek ama ilaca devam ediyorum. Meyve ve baklagil artmıştı bu iki haftada onunla ilgili olabileceğini dusunuyorum

Vov sağlık durumunuza göre çok başarılısınız o zaman, bildiğim kadarıyla dirençli kişilerde kilo vermek çok zor oluyor.

Doktor vs değilim bu arada, diyetisyenim yaşam dediğin 9 metre murat baş adlı kitabı önermişti bana bilyon soru sorunca. Size de faydalı olabilir sürdürülebilir açıdan. sonuçta ömür boyu diyetisyenle devam etmek istemez kimse.

iyi böyle

Neden sordun bunu?
Felsefi açıdan mi?
Mantık mı?
Yoksa hayatınızda neler güzel diye mi? Yoksa intihar etmeyi düşünüyorsun da etmemek için destek mi arıyorsun?

Yaşamak, durum. Kötü olsa bile umut ve ihtimalleri görmek demektir. Daha iyi olacak inancı devam etmeye sebeptir.
Olmaması bırakmaya yeter değildir.

aklima gelmiyor.

ölüm kesin bir şey, yaşam öyle değil, 1 yılım aynı geçse de 1 gün beni sevindirecek bir şey olabiliyor. öbür dünyaya da inanmayınca intihar etmek hiç mantıklı gelmiyor.

yaşamak her şeye rağmen güzel +1
daha çok güzel günler göreceğim.
ilave: daha çok güzel yerler göreceğim, çok güzel şeyler yiyeceğim

olum cozum degil, mucadele degerli.

bişeylerin değişeceği umudu :=)

şuan ailem dışında kimseye yük olmuyorum(aileme de az, öyle şımarık biri değilim). durumlar gittikçe kötüleşiyor, suriyeli gibi olmaya çok az kalmış gibi hissediyorum. o durumda, hayatta kalmak için ordan oraya koşturup rahat nefes için tırnaklarımla kazıma noktasına gelmeden intihar etmiş olurum. zaten şu sıralar bile ara ara bu düşünce gidip geliyor. dur bakalım :D

Belki her şey en azından bazı şeyler iyiye gider diye.

sekiz sene önce denedim. olmadı.

sonra tedavi falan oldum ve gerçekten çok daha iyi hissetmeye başladım. şu an mutlu musun dersen çok ciddi anksiyete & gelecek kaygısı yaşıyorum falan ama geriye dönüp baktığımda "ulan ölsem o sekiz yılı hiç yaşamayacaktım, abooov" diyorum ister istemez.

her şeye rağmen "yaşanabilir" geliyor bana.

bi de eskiden aşırı kırılgandım... üzülmekten, zayıf görünmekten, bir şeyleri yanlış yapmaktan inanılmaz korkuyor ve çekiniyordum. şimdi kimsenin umursamadığı vasat bir oç olduğumun farkındayım. o yüzden daha iyi hissediyorum. cool değil miyim? param mı yok? birisi "salağa bak" deyip güldü mü? varsın gülsün, ne olacak ki diyorum.

bence bazı şeyler hiç gitmiyor. gitse bile sürekli olarak savaşman gerekiyor. kendi adıma konuşacak olursam ben artık "tamam lan öyle olsun, savaş mı istiyorsun kamon" kafasındayım.

korktuğum hemen her şeyi yaşadım. bakıyorum... ölmedim. hala burdayım. aşağı yukarı aynı insanım. o yüzden diyorum ki herhalde gerçekten hiçbi şey için değmiyo, bi şekilde değişiyosun ya da atlatıyosun zaman içinde.

yazdıklarımdan da anlamış olabileceğin üzere derin bir iç sıkıntım, bir iç savaşım falan yok - ben sadece kendimi salak hissediyorum, o yüzden hayata tutunmak o kadar zor olmuyor. içinden çıkılmayacak sıkıntılar, ciddi anlamda depresyon vs. hissediyorsan psikolojik destek almanı tavsiye ederim. ben inanılmaz faydasını görmüştüm.

merak ediyorum.

çünkü otlu peynir diye bir gerçek var.

sevdigim seyler, sevmedigim seylerden fazla.

sen neden etmiyorsun?

Annem, babam ve kardeşim üzülür.

Ailem üzülür.

En güne yeni umutla bakıyorum.

Sevmeyi ve yemek yemeyi çok seviyorum.

İnançlı bir insanım.

Çünkü yeteri kadar zenginim

www.youtube.com

Tatmadığım zevkler var. Yaşamayı istediğim yerler var. Hayat her şeye rağmen güzel değil yani, sürünüyorum bildiğin.

bir sürü kitap aldım onları okumam lazım.

Her şey zamanında güzel. Birkaç senem kaldı.

Henüz o noktaya gelmedim. Uzak değilim ama günü kurtarıyoruz diyelim.

yasamayi seviyorum daha yapmayi istedigim seyler var. kesin olacagini bildigim bir sey icin herhangi bir caba gostermeme gerek olmadigini dusunuyorum. bebegimi bekliyorum bi de hevesle :)

Ailem üzülür, öbür dünyada yaradana da hesap veremem. Birde üstteki arkadaşın yazdığı gibi ölüm çok kesin bir son, yaşarken mutlu olduğum anlar oluyor.

Cesaretim yok o yuzden

niye devam etmeyelim

O dusunce hep var. En buyuk sebep oteki dunya inancim olmasi. Kesinlikle oteki dunya ve ceza/odul kavrami olmasa oglum dahil kimse kalmak icin neden olamaz.

E çünkü yemiyo. Bazen senaryoyu kuruyorum, köy evindeki tüfeği dayamışım ağzıma. Parmağım tetikte. O soğuk demiri ağzıma koyduğum düşüncesi bile ürpertiyor beni.

Ölme düşüncesi çok cezbedici, yok olma fikrine uzun zamandır sıcak bakıyorum. Ama yemiyor işte o hamleyi yapmak. Demek ki daha vakti değil diyorum, korkarak intihar edilmez zira. Vakti geldiğinde edeceğim sanırım.

gelecek güzel günleri bekliyorum

Oğlumun büyüdugunu görmek istiyorum.

ben niye intihar ediyorum pardon da?

etrafımdakiler malsa suç benim mi? değil. e o zaman onlara çektir git diyorum (en son küfürlü yorum yaptığımda duyuru sildiği için mecbur çektir git yazdım şalkdjajdasd)

dahası, ben de çocukluğumdan beri çok sık intiharı düşünmüşümdür, ama kaşınıyorum sanırım daha da zorunu yaşayacağım diye. niyeyse zoru deneyip "challenge accepted!" deme bağımlılığım var XD kaçmayı çok sevsem de kaçmamayı daha çok seviyorum sanırım. bir arkadaşın da yazdığı gibi, savaş mı istiyorsun kamooon!

ha, intihar edene ve etmek isteyene de saygı duyarım, bireysel bir eylem sonuçta. ama yine de herkes hayatın ve dünyanın suyunu çıkarırken ben niye çıkarmıyorum ki? diye düşünerek, etmiyorum. (ha bazen eve geldiğimde aşırı yorgunluktan "keşke ölsem......." dediğim oluyor ama kalkıp savaşmaya devam ediyorum. insan böyle bir varlık işte.)

güzel günler göreceğim umuduna sahip olduğum için. ve bu ölene kadar sürecek.

daha güzel kız pardon öhöm öhöm sevdiğim işi yapmak için yaşıyorum. bir sonraki leveli merak ediyorum.

yarını merak ediyorum, yemek yemeyi seviyorum, 25 yaşımdayım daha seks yapmadım (erkeğim) :) onu merak ediyorum, ayrıca ölünce bilincimiz yitecek hiçbir şey kalmayacak bence zamanı gelince ölmek daha iyi :) bu kötü veya iyi Bi şekilde olacak ama maalesef son böyle, imkanım olsa sonsuza kadar yaşayıp uzayda neler var görmeyi çok isterim.

Hobilerim, hoşlandığım şeyler var. Bir de ailem. Bunlar yeterli.

Nefes almak çok güzel.

cok guzel kizlar var. sirf bunun icin yuruyus yapiyorum uahsduahsda

İnancıma aykırı.

yaşamak çok güzel. iyi ki yaşıyorum. çok mutluyum. ölmemi gerektirecek hiçbir sebebim yok.
metrobüste giderken bile dans etme isteği geliyor içime. bağırarak şarkı söylemek istiyorum.
sanırım ben nil karaibrahimgil'im.

1- sağlıklı isen yaşamda mutlu olabileceğin şeyler buluyorsun. ancak belli miktarda para da önemli tabi ki ve türk halkı gittikçe fakirleşiyor.

2- intihar etmeye çalışıp da bunu başaramayan ve sakat kalan veya acı çekerek ölen insanlar var. dolayısı ile ciddi bir karar ve kötü sonuçları olası.

3- annen baban hayatta ise onlar için acımasızlık olur.

Eger cozumu olmayan bir aci ve keder kaynagim olsaydi (Son evrede kanser vs) iyice emin olduktan sonra direk yapardim.

Su anda sevdigim insanlarla cok guzel iliskilerim, dunyaya katkida bulundugum bir isim, eglendigim hobilerim var. Can sikici seyler oluyor mu oluyor ama toplamda intihara gidecek bir durum yok.

Not: Cocuk bir yasama amaci degildir. Hayatinizi karartmayin.

dinamik olmayı, hayattaki devinimleri seviyorum.

Ev kredisi var
Telefon Kredisi var
bi iş yaptım oradan alacağım var

Ondan etmiyorum ben

En son bunu düşündüğümde; ulan madem intihar edecek kadar kaybedecek bir şey bulamıyorum, giderim dünyanın öbür ucuna, ordan diğerine, ordan diğerine, biraz oralarda takılırım, nasılsa kaybedecek bir şeyim yok, geberirsem orda geberirim diye düşünmüştüm.
İlerde bu seviyeye geldiğimde intihar etmek yerine böyle bir maceraya atılırım sanırım.

"Eşim beni kendimi düşünmekle suçluyor sırf sen ayrilamiyorsun diye çocuğa yazık ediyorsun diyor."

Eşiniz bu şekilde şikayet ettiğine göre ve benim de yazdıklarınızdan anladığıma göre çok fazla korumacı davranıyorsunuz. Bu şekilde çocuğa bugün olmasa da ileride böyle davranmanızın zararlarını görürsünüz. Yaşadığınız tedirginliği aşmanız lazım. Kreşe ilk gittiğinde illa yarım gün/tam gün kalmasına gerek yok. İki-üç saat kalabilir. Okul sorun çıkarmazsa uzaktan izleyip, içinizi rahatlatabilirsiniz. Duruma göre yarım gün ya da tam gün gitmeye başlar. Hem havalar soğumadan, bahçede zaman geçirmesi iyi olacaktır. En azından havalar iyiyken keyfini çıkarır, soğuklarda girmez ya da daha az gider.


"Annem, babam, teyzeleri vs herkes çocuk çok bunaldi sosyal hayattan çok uzaklaştı, delirteceksin çocuğu başlat artik iki insan görsün modunda."

Hem eşinizin, hem çevrenizin tavrına bakılırsa siz çocuğa böyle aşırı korumacı davranırken cidden abartmışsınız. Bana biraz kendinizi unutmuşsunuz gibi geldi. Çocuk kreşe gidince biraz kendinize zaman ayırsanız size de iyi gelecektir.

@goodmorningteacher çok korumaciyim özellikle hastalandiktan sonra daha da beter hale geldim. Uzun süre depresan tedavisi ve terapi de aldım her şey yolundaydi. Kovidle birlikte tüm duygularım tetiklendi kendimi kontrol edemez hale geldim.

Aslında oğlum önceden gittiği kreşe devam edecek ortam öğretmen vs her şey aynı ama benim kafam aynı değil sorun bende. Kendime ayiracagim zaman için bile pişmanlık duyuyorum sanki onu terk etmişim gibi hissediyorum. Terapiye dönme zamanım gelmiste geçiyor.

Benim bu tabloda göremedigim ne diye sorduktan sonra, doktorun cocugunuz icin herhangi bir risk olmadigini belirttigini söylüyorsunuz.

En basit olarak göremediginiz bu olabilir mi? Hali hazirda cocuklar Covid sebebiyle risk altinda görülmezken ve doktorunuz da benzer bir telkinde bulunmusken, ve diger herkeste bu konuda hemfikirken, siz bu durumda fazla hassas davraniyorsunuz, bunu anlamis olmaniz gerekiyor aslinda.

@uzun kulaklı yalnız tavşan

Bence kısa süreli olarak başlayabilirsiniz. Doğrusu yaşadığınız yerdeki hasta sayısını bilmediğim için pek bir şey diyemiyorum. Yerinizde olsam çocuğu kısa zamanlı kreşe verirdim. Hatta öğretmenden izin alıp, bahçede uzaktan izlerdim.

Yukarıda çocuklar için risk olmadığı yazılmış. Ama bu yanlış. Korona çocuklar için de risk taşıyor. Sadece hastalığın ağır ve ölümle sonuçlanan hastalar çok, çok az. Bu açıdan siz evde çocuk için küçük bir çanta hazırlayabilirsiniz. Islak mendil, dezentektan, yedek maske yanında bulundursa ve bilinçlense iyi olur. 4.5 yaş bunları anlayamaması için hiçte küçük değil. Hem sizin içinizde rahat etmiş olur.

Ben geçtiğimiz haftalarda covid şüphesini yaşadım ve ömrümden ömür gitti, hiç bi şey için o şüpheyi tekrar yaşamaya değmez bence, imkanınız varsa en azından siz işe dönene kadar göndermemek çok da abartılacak bir durum değil bence, evet çok zor bir durum ama herkes için zor, maske ile dışarda olmak da zor, sevdiklerinden uzak olmak da ama o şüpheyi yaşamak da zor.

Öncelikle belirteyim çocuğum yok belki onun için bana kolay gözüküyordur bir şey diyemeyeceğim ama çocukların şartlara uyum sağlamalarının yetişkinlerden daha kolay olacağını düşünüyorum başından beri.

Normalde aşırı korumacı anneler hiç hoşuma gitmez, sarmaşık anne kavramından hiç hoşlanmam ama bu yaşadığımız günler normal günler değil, ben hayata bi süre ara vermenin çok abartıldığını düşünüyorum, zaten bir süre daha bildiğimiz hayatı yaşayamayacağımız ortada, ha başka seçenek olmaz, o zaman mecburen gönderirsiniz ama sizin durumda bir süre daha idare edilebilir gibi.

cocugunuz gun gectikce buyuyor. her saniye cocuklugundan bir sure daha uzaklasiyor. bu pandemi boyle surup giderse anladigim kadariyla sizden baska cocukluk arkadasi olmayacak. bu size mantikli geliyor mu?

temkinli olmak super bir sey. pimpirikli ve kaygili olmak degil.

Eba sistemi yarın açıldığında tüm tanımlamalar yapılıp program paylasilir hocam.

Tüm sınıflar için başlıyor biraz yoğunluk olması muhtemel.

Yetişemediler muhtemelen. Hangi grupların hangi saatte ders yapacakları yayınlanmış ama hangi dersler olduğuna idareler karar veriyor, onlar okuluna göre artık. Muhtemelen bir iki hafta sistemde sıkıntılar olur.

Acile gidip ağrı kesici serum taktirman lazım. İç hastalıkları ya da gastroenterolojiye randevu al mutlaka sonrasında. Geçmiş olsun.

Sırf bu sebepten acile gitmeye utandım valla insanlar zaten pandemi yüzünden çok bunalmış durumdalar.

Sağlam bir ağrı kesici almayınca daha da kötüleşiyor çünkü. Bir buçuk senedir bende de var aynı şikayetler. Üç ayrı ilaç kullanıyorum gün içinde.

O zaman sağlam bir ağrı kesici alıp en kısa zamanda doktora gorunmen lazım. İshal durmuyorsa kritik ama. Ben olsam mutlaka giderdim acile.

Acilde ağrı kesici ve/veya serum verip semptomları geçici olarak ortadan kaldıracaklar. Nedenini bulup çözmen lazım. İyi bir doktor bulursan git tabi de onu bulmak çok zor. Rastgele randevu alıp gideceğin doktordan pek bir şey bekleme (doktorlar ve doktor severler beni linç edebilir).
Yediklerini takip ettin mi hiç?

reflün var mı?
mide asidi de ağzı ekşitir. gaz yapar, ağızda tat değişimi yapar.
ishal de varsa yediklerinle alakalı bir mikrop kapma durumun olabilir ama acil gibi görünüyorsa hastaneye gitmelisin.

Mayalı yiyecekler zaten yasak diyette yapıyorum bu süreçte yasak olan hiç bir şey yemedim. Reflum var evet ama bu onun geri gelmesi gibi bir his değil çok daha fena bir de her hafta böyle haftada 3 gün mikrop mu kapılır bilemedim ki

Acaba safra kesesi mi, yani nasil bi agri?

Randevu alip doktora gidin ya da durum akut diyin, randevusuz gidin. Ishali ciddiye alin lutfen

Şu an aynı semptonlar yüzünden (o ağızdan gelen lağım kokusunun ta ananas avradas) helico bakteri tedavisi görmeye başladım. 3 yıldır uğraşıyorum o lanetle, çok hızlı kilo vereceksiniz, arada durulacak ama periyotlar halinde nüksedecek. En kısa zamanda gastro'dan randevu alın, endoskopi ile teşhis koydular bana da .

Evde cep sodası varsa , yapıp yapıp için peşpeşe , koku kısmını rahatlatıyor biraz. Çok geçmiş olsun, damdan düşenin halinden damdan düşen anlar :(

3 gündür çekiyorum bunu sabahları lansor içiyorsun aç karnına kahvaltı arasında panflor mu neydi gaz apı atıyorsun 2 günde toparlarsın.
yumurta sarısı yok.
çukulata kremalı şeyler yok.
kola alkol hiç yok,süt de içme.

Haftada bir mutlaka yaparım. Mercimeği önce biraz kaynatıp ilk siyah suyunu döküyorum sonrası klasik yağ soğan salça. Diyetisyenin de sofrandan eksikn etme diyor çokta lezzetli oluyor bence ki ben çok yemek seçerim.

Protein miktarı daha yüksek diye yapıyordum bi ara. Yani yeniyor, kötü değil. İçine dereotu falan da atıyordum biraz daha tadı güzel olsun diye. Ama bi beyaz ekmeği menemene gömerken aldığım keyfi alamadım tabi. Vücudu toplamaya faydası oldu ama.

Çok lezzetli oluyor. Ama ekmeği yaptıktan sonra kalanı buzdolabında muhafaza edin aksi takdirde çok fena eksiyor

Hastalananlarin buyuk bir kısmında ateş yükselmesi olmuyor. 184u arayıp bir konuşun isterseniz, onlar yonlendirirler.

Geçmiş olsun.

öksürük ateş nefes darlığı bu üç belirtiye dikkat edin diyorlardı değiştiyse bilmiyorum. eklem ağrısı, ishal benzeri belirtiler de yazmamışsınız. bence şu an sadece dikkatlice takip edip bol sıvı alın. hastane ziyareti de risk.

Sadece halsizlik, bulantı, istahsizlik ve boğaz ağrısı var şuan.

Bence kendinizi 1-2 gün kadar takip etseniz daha iyi olur. Yani en azından bir gün daha. Sanırım etrafınızda covid hastası yok, olsaydı o zaman hasta olma ihtimaliniz fazla olurdu. Ama evdeyken mümkün olduğunca kendinize ve evdekilere dikkat edin. Evde maske takın, farklı odalarda oturun, tuvaleti kullandıktan sonra iyice temizleyip, evi sıkça havalandırın. Oğlunuz kadar eşinizin de dikkat etmesi gerekir. Çünkü eğer siz hastaysanız çocuğa bakacak sağlıklı bir kişi lazım.

Yerinizde olsam eğer maddi açıdan sorun olmayacaksa özel bir hastaneye gidip gerekli testlerin yapılmasını isterdim. Virüs için test yapmazlar belki ama en azından kan değerlerinize ve akciğerlerinize bakarak covidle alakalı yorum yaparlar.

anlattıklarınla covid olman çok zor. ufak bir üşütme gibi geldi bana. bende de arada mide bulanması vs oluyor çok üstüne düşünmemek lazım. millet nerelerde maskesiz oturuyor bir bilseniz.. içinizi ferah tutun evham yapmaya gerek yok. başka belirtiler olursa o zaman düşünürsünüz.. bahsettiğin semptomları mart ayından beri 3 kere farklı haftalarda yaşadım:D her seferinde 3 4 gün kendime süre tanıdım:) bir baktım ki 3. 4. günün sonunda aklıma bile gelmiyodu:) 4 5 gün sonra unutmuş olacaksın ben diyim sana.

önleyici covid tedavisine başlat kendini. ölenlerin bir çoğu iyiyim ben iyiyim biraz daha bekleyeyim diyenlerden çıkıyor.

Marketlerde kapalı kutuda külah satılıyor. Bir de kiloluk dondurma aldınız mı.. al sana evde külahta dondurma

Gerçek külah istiyor :(

bir suru saglikli dondurma tarifi var cok da basit yapilisi, onlardan yapsaniz hatta belki ikiniz birlikte? guzel bir aktivite de olabilir hem?

Yaptık ama istemiyor sevmedi pek dün uzun zaman sonra kontrollü dışarı çıktık orada gördü yine aklına geldi

Valla biz pandemi süresince mahallemizin bildiğimiz dondurmacisindan aldık yedik bir sorun olmadı. Külah yoktu tabi.

@uzun kulak

Dediğim gibi marketlerde külah da satılıyor. Migrosta falan bulursunuz.

madodan alırdım.

Dondurmanin kulaha konma ve size verilme asamalarini dikkatle izleyerek, oksurme, hapsurma ya da kulaha pis ellerle dokunulmasi gibi bir durum olmazsa, alabilirsiniz sanki. Ben de bu konuda 4 yasindaki kuzunuz kadar dertliyim:)

kizimda cok seviyor, bu surecte evde yaptik hep; ancak yavastan disari cikmaya basladik ve mahallemizdeki butik dondurmacinin acildigini gorunce o gun 2 kez gittik :) 3.5 yasinda hemen hemen, sorun etmedik cok fazla (bildigimiz bir yer oldugu icinde)

kartal'da bi top dondurma diye bir yer var oradan aldım. gerci aldiktan sonra pisman oldum. dolaba attım ara ara yiyorum.

adam eğilip kutulardan alırken nefesi hem kutulara hem koyduğu yerlere gidiyor.

bimde 1 tane dondurma var, yıllardan beri sadece onu alıyorum ve acayip güzel. denemediğim sorbe kalmadı bu acayip ama böyle ne çok tatlı, ne çok tatsız, sanki meyvalı yoğurt ayarında ama denemenizi isterim.

pbs.twimg.com

ayrıca dünya değişime giriyor, sizin ufaklık da alışsın artık.

dondurma külahı da satılıyor marketlerde.

virüsleri dondurarak sakladıklarını öğrendiğimden beri tırsıyorum ben soğuk şeylerden.

ayrıca cornet tarzı da bir sürü seçenek var. cornet sevmeyen çocuk olur mu bilemedim.

migros eve dondurma getiriyor

biz kulahı karton kutuda paketli alıyoruz. normal paketli dondurmayı üstüne koyuyoruz. yaş 3bucuk :) külah marketlerde satılıyor kutu içinde.
www.google.com

dondurma da üstünde dondurma yazanlardan alın dikkat edin.

Marketlerde Seyidoğlu ve Koska külahlar var, kapalı paket. İnsan boş bile yer, açıkta satılanlar kalitesiz.

Paket dondurma alın, abidik gubidik karışımlara girmeyin, sade ve kakaolu olan kaliteli bir marka alın ve evde kaşıkla koyun külaha. Ben kendim hep böyle yapıyorum.

4 yaşında ya. al bir algida kornet geç. alışır. beğenmezse de çok sorun değil süt ve şeker zaten bir kaybı yok. bunu kıdemli bir baba olarak yazıyorum.

kızarmış dondurmaya alıştırabilirsin illa ısıtmak istiyorsan hehe.

2.mesajim olacak ama cocugu (bebegi) olmayanlar ne guzel al bir dondurma ya da kulah gec demisler :)

arkadaslarin al dedigi algida vb. markalarin icerigine ve ustune bir bakin, milyon tane katki maddesi var, ve dondurma bile yazmiyor kutularinda :)

not: sadece dondurma degil aldiginiz her seyin lutfen icerigine bakin! bu konularda bilginiz yoksa da kliktag diye bir uygulama var onu indirip barkod okutun lutfen!

Alin, bir sey olmaz, zaten maskeyle calismalari gerekmiyor mu?
Burada butun bebeler dondurmayla geziyorlar artik

lazer mi, renkli mi, inkjet mi, ekonomik baskı alan birşey mi, scanner vs all in one mı ?
birçok kriter var.

Hocam renkli ,doldurulabilir bir cihaz ariyorum

ilaci recetesiz alabiliyorsaniz ve eczanede yoksa, en yakin eczaneyi telefonla arayin. onlar ecza depolarindan her gun getirebiliyorlar. sonra bir sekilde gider alirsiniz aldirirsiniz.

ya da vefa ekibiyle iletisime gecin. 155'den yardim isteyebilirsiniz.

Vefa ekibi aklıma gelmedi gerçekten sanırım onu teyzeleri amcalara yardım eden bir ekip olarak kodlamisim aklımda. Teşekkür ederim

Ben eve gelen tüm kuryelere bahşiş vermeye çalışıyorum. Önceden 3-4 lira veriyordum. covid sebebiyle artık min. 5 veriyorum. Belki az olabilir ama mutlu oluyorlar.

Yiyecek vermeyin. Asiri titiz olabilir. Supheci bir kisiligi olabilir. 5-10 lira verebilirsiniz. Aciktan para vermeye utaniyorsaniz kucuk bir zarfa koyup uzatabilirsiniz.

Küçük zarf yapayim teşekkür ederim

Utanacak bir şey yok. Zarfa falan girme hiç. Ben parayı uzatıp "şunu da vereyim" diyorum. Bugüne kadar hiç "abi o ne" bakışı almadım. Kuryelere bahşiş vermek çok normal olduğu için onlarda bu beklenti var zaten.

normalde desteklemiyorum ama bu dönemde verilebilir bence de

ksilofon olabilir, küçük çocuklar çok seviyor böyle şeyleri.

Ksilofon ve küçük bir org var hali hazırda.

O yaş için küçük bir org yeterli, o da varmış.

+ kendi çaldığınız bir şey varsa ona özendirin.

Baktınız hevesi var, bütçeyi arttırıp üzerinde durursunuz.

akort sorunu yaratacak şeyler çocuğun kulağını bozacaktır. yaşı çok küçük henüz.
sabit akortlu sazlar gerekiyor

5 yaşında bir çocuğun kreşte öğrenebileceği ingilizce en fazla haftanın günlerini ve renkleri ezberlemek olacağından, çocuğunuzun severek gittiği ve sosyalleşebileceği okulu seçmeniz daha mantıklı.

Bulunduğunuz şehir neresi bilemiyorum ama yaşadığım yerde dini eğitim vermeyen okullar zaten 1800-2000 bandında.

Abi iyi misin, tamam çocuğunu düşünüyorsun ama bu kadarı fazla. Bırak çocuk nerede mutlu oluyorsa orda olsun. Bu yaşta bari sıkıştırmayın daha 5 yaşımdaymış.

Çocuk şu yaşta asgarî ücretten fazlasını yiyecek helal olsun. Beni de evlat edinir misiniz?

@kckmlqm o çocuğun yerinde olmayı pek istemezdiniz. Bazen insanin öyle mecburiyetleri vardır ki yemez içmez sadece bütün maaşını okula vs yatırır.

Tubitak in soyle bir serisi var kitap olarak, bunları beraber okumak faydali oluyor esatis.tubitak.gov.tr

Bu seriyi uzun zamandir okuyoruz. Belki bunlara uygun içerik bulabilirim

Ben küçükken math blaster vardı, genç gezginin dünya turu falan vardı bunlar bilgisayar oyunu ama egiticiler baya. Türkçe olanları vardı İngilizce olanları vardı.

O tarz şeyler öneririm. Ve de TÜBİTAKin çocuk kitapları.

Egiticilerdi ama daha önemlisi, öğrenme isteği asiliyorlardi.

Yüksek lisans yapan var mı olacaktı ilk cumle. Mobilde editleyemiyorum.

var. ben zamaninda organizasyon ve yonetim diye sacma sapan isletmeli msiletmeli bir seyler yaptim. sinavlari da basit oluyor.

Bir kedi sayenizde güzel bir ziyafet çekecek.

Kuşu aldık ordan bırakmadı arkadaş.

senin suçun değil, kuşun uçması gerekiyordu.

www.youtube.com

geçmeyecek. bununla yaşamayı öğreneceksin.

kuşun kaderi oraya kadarmış. kurtarabildiğiniz kadarıyla hayvan destekçisi olursunuz umarım. zira hiçbirinin ağzı yok. bir cana karşılık gelemeyecek yaptıklarınız belki ama rahatlatacaktır.

git birazcık yürü hava al kendine gelirsin ablacım. kaza olmuş istemeden bir daha olmaz inşallah. fazla da büyütmeyin.

Artık yapacak bir şey yok. İnsanlar günah olarak gördükleri şeylerden duyduğu acıyı iki şekilde azaltabiliyorlar genelde dinlerde: tövbe ve kefaret. Bir dahakine zaten daha dikkatli olursunuz bu kadar üzüldüyseniz. Kefaret olarak da sokaktaki hayvanları beslemeyi pencere önlerine kış günlerinde kırıntı bırakmayı düşünebilirsiniz.

Gecmis olsun. Cocukken balkonda besledigimiz civcive kaza ile basarak olumune sebep oldugum icin ne hissetiginizi çok iyi anliyorum. Bence allahim sen biliyorsun isteyerek yapmadim ama eger yapabilecegim bir sey varken yapmadiysam beni affet ve bundan sonra canlilara bilerek bilmeyerek zarar vermekten beni koru diye dua edin. Bazi mama sitelerinde barinaklara mama bagis linkleri var oralardan katki yaparsaniz da kendinizi bir nebze daha iyi hissedersiniz diye dusunuyorum.

Yediğin tavukları düşün :)

Birinde karşı şeritten gelen arabaya çarptı, sonra sekti bana çarptı. Üstelik humming bird idi, canlısına bakmaya kıyamazken motora çarpma sesini duymak beni bitirdi. Diğerinde yine aynı cins dünya güzeli motorun aynasına çarptı, yarım saat yol kenarında oturup ağladım başında. Hissettiklerinizi anlıyorum. Zaten kuş aşığıyım. hiçbir canlının ölümüne sebep olmak istemem, hele kuşların...
Bu kış sokaktaki kuşlara, buğday ve arpa verebilirsiniz. Her gün belli bir noktaya bırakırsanız öğrenirler. Acınızı hafifletmez ama belki birkaç tanesinin kışı çıkarmasına faydanız olur, mutlu eder sizi.

diyebiliriz.

Merak etmeden duramamak anlamında burada doğru dusunmussunuz.

Anlam doğru ama "biz.... kendimizi alamayız" şeklinde kullanım pek yok, kötü duruyor, "kendimi alamıyorum" olsa sorun yoktu, ben olsam
"..... sebeplerini merak etmemek mümkün değil." diye çevirirdim.

Memuru sahte yapın. Biri cübbe giysin ve soruları sorsun işte. 2-3 dk lık iş.

> Memuru sahte yapın. Biri cübbe giysin ve soruları sorsun işte. 2-3 dk lık iş.

Nikah Salonu buna nasıl izin verecek peki? Abi şurada iki dk bi yalandan nikah kıyacağız mı diyeceğiz :)

Nikah salonunda değil de bir yer tutup bir tiyatro yaparak olur ya da. Resmi salonda buna izin vermeyebilirler.

Hukuki olarak nikah tazelemek diye bir şey yok, ama İslamda nikah tazelemek var.

Google'a "tiyatral nikah" yazıp sonuca ulaşabilirsiniz bence.

parayı verince sana hayır demezler bence. hiç söylemeyin baştan ama inandırıcı birini seçin. gözlüklü bir tip olsun

Salonu kiralayin anlatin durumu, memurun da ücretini ödeyeceğinizi söyleyin. Bizim ülkede namus meselesi, abisi bizi dövecek, dayıları belalı topuğuma sikacaklar abi gözünüzü seveyim sistemi büyük oranda ise yarar. Yüzyüze görüşün mutlaka, telefonda kim olsa hayır der.

murican konsolosluğu bunu yemez, fotoğrafların exif bilgilerinden anlarlar, hatta kuşkulanırlarsa geriye dönük bu yazdığınızı bile rahatça bulurlar, lanet olası federaller dostum.

he bak arkadaşlarımın durumunu yazayım. erkek amerikalı, kadın türk, evliler , kadın için vize alamadılar, vizeye müracat ettiklerinde zaten 2 yıllık evlilerdi ve ne fotolar verdiler, daha sevgiliyken, resmi nikahta, düğünde, boy boy yüzlerce basılı fotoğraf verdiler, yine ikna olmamışlar, 2.5 sene sonra gelin demişler. bu arada damat madem vize alamadıkm eşim için ben bari türk vatandaşlığına müracat edeyim dedi. 5 sene yurtdışı çıkış yasağını tamamlamaya çalışıyor 1 senesi kaldı. trump geldiğinde oldu bu red olayı.

yani iki fotoğrafla hiç ikna olmaz muricanlar

nikah dairesi tamam demez ama yakındaki bi salona gidip memurla direkt konuşursanız o kabul edebilir. nikah salonu olmazsa bahçeli cafe gibi bir mekan ayarlarsınız 2 saatliğine, sakin bir gün ve saat seçilir. ucuza kapanabilir böylece.

Teşekkürler arkadaşlar.

Dolan dolmusun yazdıklarını ciddiye almayın. Muhtemelen dünyayı ben sürdürüyorum kafasında birisi.

Asıl cevabına gelecek olursak, bizim buluşma noktamız 3,5 yaşındaki oglumuzun kreşi. Evimiz,iş yerlerimiz ve çocuğumuz kreşi farklı semtlerde. Diyelim ki ilk ben aldım evimizin yakınlarında bir park var oraya gelip eşimi 12 saat bekleyeceğim. Ya da eşim aldıysa beni sonra bir şekilde babanesine ( başka bir il) ulastirip birbirimizi ölü& diri bulmak için uğraşacağız. Bu senaryoda oglumuza ulasamama ihtimalini hiç konusmadik. İçimiz almadı :(

Google Maps'teki konum paylaşımı aktif olarak kullanılabilir.

Böyle durumlarda soğuk kanlı olmanız gerekir. Cep telefonları geçen gün deneyimlendiği üzere ciddi sıkıntılar yaşayacak ama Türk Telekom'un yaşadığı sıkıntı tekrarlanmaz gibi, burada demek istediğim birbirini arayamamak çok büyük problem değil, SMS birinci tercih edeceğiniz yöntem olsun, ardından da internet gelsin. SMS'lerde iletildi özelliği de vardı ama yeni nesil telefonlar göstermiyor bu bilgiyi sanırım test ederek öğrenilebilir.

Bunun dışında yanlış deneyimlemediysem, sabit hatlar sıkıntı yaşamadı geçen gün, bu durum için de ankesörlü telefon kartı taşınabilir ve ailenize yakın olan ankesörlü telefonların numaraları öğrenilebilir, böylece birisinin açacağını umarak o bölgedeki bir telefonu aramış olacaksınız.

Bunların dışında ailemin evindeki modeme uzaktan erişebiliyorum, böylece modem açıksa elektrik var-internet var çıkarımı yapılabiliyor, ek olarak bağlı cihazlar listesi de evde kimin olduğu bilgisini veriyor. Tabi modem kesintisiz bir güç kaynağına da bağlı yani elektrik kesilse dahi bir süre açık kalıyor.

Yani şu anda sahip olduğum imkanlarla bunlar yapılabiliyor, üzerine düşülürse yapılabilecek bir çok şey eklenebilir, akıllı ev sistemleri bu imkanı sunar daha çok sanırım.

İletişim firmalarının devamlılık planları nedir bilmiyorum ama büyük çapta bir afette muhtemelen SMS en öncelikli çalışır tutulacak sistemdir, ikincisi internet olacaktır, hız kısıtı konulmasını muhtemel görebilirsiniz, bir diğer taraftan güvenlik ve asparagas haberlerin engellenmesi için bazı sitelere veya sitelerin çoğuna erişimin engellenmesi de beklenebilir bence.

telsiz almayı düşünüyorum. rölelerle uzak mesafelere ulaşabilmek mümkün.

her mahallede bir iki amatör telsizci bulunmalı. 99'da izmit'de ilk bilgi akışını bu arkadaşlar sağladılar.

her kisinin kendi acil durum plani olmali ve onu uygulamali. ciddi bir depremde ne sabit ne de gsm hatlari en az 48 saat calismayacak.

ben amator telsizciyim ve telsizlerim de var ancak bu gene cozum olmuyor ailemde kac kisiye telsiz verebilirim-ehliyet alabilirim. daha onemlisi zor durumda kaldiginda kullanmasini ogretebilirim ?

Perşembe günü yapılan Teke Tek'i izlersen zaten Celal Şengör ve arkadaşları Silivri açıklarında büyük deprem olacak diye üzerine basa basa anlattılar.

@malheiros izledim de sanki biri bişey söyler rahatlarim diye yazdım.

Bir gece ansızın deprem marmara bölgesini yerle bir edecek. Biz de son bulan ömrümüzle beraber bütün dert ve sıkıntılarımız nihayet bulacak. Çok yakında.

1999 depreminden sonra artçı depremler aylarca sürmüştü. 20 yıldır Marmara Denizi'nde büyük bir depremin olacağı söyleniyor zaten, bu geçen günkü depremi çok da şaapmamak lazım.

Artcilar uzun süre devam edebiliyormuş ama kesin olarak net bir şey söyleyemiyorlar tabii.

Bu arada teketek'te bu aralar kesin büyük deprem olacak gibi bir şey söylemediler; bugün de olabilir, 20 yıl sonra da olabilir. Net bir şey söylemek mümkün değil ama deprem tarihini ileriye çekti dediler. Ki bunu üstüne basa basa tekrarladilar.


Ben de depremden çok korkan bir insanım ama her saniye depremi beklemek, buna göre hareket etmek bir noktadan sonra psikolojimizi iyice bozmaktan başka bir işe yaramaz maalesef. Biz tedbirlerimizi maksimumda tutup, normal hayat akışımiza dönmek zorundayız. Öteki türlüsü stres kaynağından başka bir şey degil. Yarın araba çarpıp olmeyecegimizin de garantisi yok sonuçta.

7.2 şiddetindeki düzce depreminde düzcedeydim. ilkin yerimden kıpırdamadım, bi ara şiddeti azalır gibi geldiğinde olduğum yerden kalkayım dedim yere düştüm. annem ve kardeşim direkt koridora fırladılar çıkışa doğru ama onlar da ilerleyemedi. koridor duvarları tabiri caizse dövdü bunları.

izmit depreminde ordaydim. dayim kapiya yakindi ve kosayim derken kendisini cok alakasiz yerdeki balkon kapisinda bulmustu. ki muhtemelen kapiyi acamazsin, sikisiyor.

yerinden hareket bile edemiyorsun. dün gibi hatırlıyorum. yatakta doğruldum ama hareket edememiştim.

99 depreminde İstanbul Fatih'te odamdaydim. Yataktan zar zor kalkıp oda kapısına 3 adımda geldim ama kapıyla birlikte odada dönmeye başladık. Kapı kilidi açılmadı ancak deprem durunca kapıyı acabildim. Yürümek çok kolay olmayabilir.

Çok ölçüt değil ama son denizli depreminde (5 kusur olan yazın) deprem bölgesinde dışarıda evin önündeydim. Müstakil ev bahcesi, çardak gibi bir şeyin altında ayaktayım. Hareket edemedim. Sağlam da sallandı. Üzerime düşse kesin kafam yarılır öyle söyleyeyim size. Yine de kipirdayamadim.

Deprem olurken yurumek zor zanaat.

tabii yikimlar deprem sirasinda olur. deprem biter bitmez olmaz herhalde. ben depreme evde yakalanirsam ve ev yikilirsa kacisim yok. o zaman guevnli hayat ucgeni olusturayim kendime.

hepinize tesekkur edeyim, hayirlisi olsun.

Yıkım deprem sonrası da olabilir hiç daha artçı deprem falan olmadan ya da ilk gelen artcida da yikilabilir. Bence deprem durunca güvenli bir alana cikmalisiniz.

S dalgası gelene kadar kaçabiliyorsan ki o da kabaca 5-7 saniyedir, kaç. Ama kaçmaktan kastım apartmanı terk etmek.

7-8 saniyede çıkamıyorsan en ağır ve yüksek eşyanın yanına en küçük hale gelecek şekilde çök. Deprem bittiği an kaç. Büyüklük ne olursa olsun. Tüm depremlerden sonra evi terkedip apartmana bir bakın.

Mobildeyim editleyemiyorum. Omuz çantası tercihim ama sırt çantasına da hayır demem :)

Losbandito.com' bakabilirsin.

Huhhuuu harikasın!!! Tebrik ederim:)) benim uzun zamandır böyle bişeyim olmadı sanırım.

kıbrısa gittiysen dönüşte bi macallan isterim ücretine mukabil

bir çok şey. bisiklete binmek, araba kullanmak, yüzmek, seks. ilk yaptığında bir de başarılı yaptıysan benzer duygu verir. sen sadece koltukta oturmuşsun ama başarı senin sayılmış. kaptanı olmadı kabin görevlisini öpseydin, kutlasaydın.

@jesus zaten o koltukta oturmak benim için basari. Ben durumu kabul ediyorum.

Tebrik ederim. Benim bazen çok zorlanıp başardığım ama aynı şeyi tekrar yapmayı başaramadığım oluyor. Çok iyi anlatamamış olabilirim neyse :)) sen duyuru açmıştın bu konuyla ilgili. Seni motive etmeye çalışanlardan biriydim. Burada böyle duyuru açıp yüreklendirilmek isteyen kişilere yaparsın edersin yazıyorum hep ama çoğu zaman bunu ben de yapamam diye aklımdan geçirebiliyorum :)

kutlarım @uzun kulaklı yalnız tavşan. darısı B. A. Baracus'ün başına.

artik birileri flightradar'i acip senin oldugun ucagi gorup "bunlar nasil ucuyor ya herkes nasil ucuyor" diyecek. ne mutlu sana.

yazdıklarınızın hepsini alabilirsiniz. Sıvılar da 100ml'yi geçmeyecek şişede olmak kaydıyla.

nerden bindiğinize göre değişir aslında, malatyadan binerken erkenek su şişeleri havada uçuşur mesela kimse müdahil olmaz

İstanbul- Antalya uçuşu olacak

Sifre şimdiden soğuk yerler dokuyorum. Deneyeceğim bu sefer eşim de yanımda ilaç alicam çok zorlanirsam.

Yiyecek içecek yasak olarak algiladiniz sanırım sıvı kısıtlaması kuralını ama yok öyle bişey. 100mllik şişelerde en fazla 1 litre olacak şekilde yanınıza alabilirsiniz sıvıları. Onun dışında ikinci güvenlikten geçtikten sonra otomatlardan su vb içecek alabilirsiniz. Otomatlardan aldiginiz yarım litrelik su ile uçağa binebilirsiniz. Katı yiyecekleri de alabilirsiniz. Bozuk paranın ise konumuzla hiçbir alakası yok.

Daha önce kaç kere uçtunuz ki

Yanımda bebek olmasa dikeyim de ona kim bakacak.

4 kez uçtum ama en son ucusumdan sonra 8-9 yıl gecti

şu sıralar ben aynı durumdayım.

sırf bu yüzden Avustralya'ya gidemiyorum.

hayatımda maks. 6 saat uçtum. yakında aktarmalar içinde 8 saat olan var. Allah yardımcımız olsun. Amin

2018'de sadece 16 uçak kazası yaşanmış iken trafikte "sadece ülkemizde" 1.3 milyon kazada 6675 insan hayatını kaybetmiş. yani her 25 saniyede bir kaza gerçekleşmiş. böyle bakarak çok daha güvenli olduğuna ikna edemez misin kendini ?

üstelik havayoluna adımını attığın anda çok sıkı denetlenen bir sisteme ve personellere emanetsin inip havalimanından çıkana kadar.

büyük uçakla (çift koridorlu) uçtunuz mu hiç, deneyin. daha rahat edersiniz, birkaç kere uçtuktan sonra da küçükler için deneme yaparsınız.

edit:
www.youtube.com

şöyle videolar da izlenebilir :) pilotlar ne adar tatlı tatlı kullanıyorlar, güven veriyor.

Bende de hafif fobi var, hatta uçak türbülansa falan girince etraftakilere bakıyorum, kimi horul horul uyuyor, kimi bulmaca çözüyor, nasıl bu kadar rahat olabiliyorlar diye düşünüyorum.

Korkuyu azaltmak için yöntemim şudur: uçakta küçük bebek veya çocuk varsa "onun daha ömrü vardır, bindiği uçak düşmez" diye düşünüp sakinleşiyorum. Mantıklı değil mi?

flightradar dan baktim herkes ucuyor kismina koptum.
hocam en kotu ne olabilir, ucak duser. korktugunuz olmek mi?
eger oyleyse arabayla risk daha fazla degil mi?
ki onu kendiniz kullaniyorsunuz sanirim. kendinize mi guveniyorsunuz
milyonlarca insani bir yerden bir yere tasiyan binlerce kucuklu
buyuklu teknolojiye mi?
eger kontrol freak'lik varsa altinda yapacak bir sey yok?
sehirlerarasi yolculukta araci baskasi kullanirsa rahatsiz oluuor musunuz?
bence once sorunun bir temeline inin.
hic binemem deyip binen de cok hic binmeyen binemeyen de
temwle indiginiz halde cozemiyorsaniz bunu da kabul edin, dert etmeyin.
uzuldugunuze degmez.

@sparkle kinddle sanırım kontrolün bende olmayışı, istediğim noktada duramayacak olmam vs rahatsiz ediyor. Trafikte de en iyi şoför olsanız ne olur ki gelir başka biri vurur yani onun garantisi hiç yok. Sadece ölüm korkusu olarak adlandirmam yanlış olur. Arabayı da eşim dışında birisi kullanırsa çok huzursuz oluyorum. Hemen direksiyonu almak istiyorum kısa mesafede bile ki bence coooook iyi bir surucu de degilim.

böyle ikna ile olacak şey değil terapi görmeniz lazım bence.

İlaç işe yaramadıysa terapi görmen lazım.

"Flight radardan bakıyorum herkes ucuyor" bitirdin beni be.

en son biz kalkışta sağlam sallandık. baktım yol arkadaşım kopuyor, saçma sapan şeyler anlatmaya başladım; arada “dikkatini bana ver” diye ikaz ettim. gülerek atlattık. bence size de bir şey olmayacak. hatta şaşıracaksınız, yani...

Bende de var bu, şimdiye kadar 50'den fazla kez binmişimdir, hala her binişte ödüm patlıyor. Birkaç kere türbülansta hosteslere söyledim bana bedava çay ikram ettiler :) Uçakta insanlarla konuşmak iyi geliyor tavsiye ederim ayrıca ön sıralarda oturmak hem sarsıntıyı hem gürültüyü azaltır.

Uçak kalkarkenki düşüş hissi dediğin şey ne biliyo musun. Uçağı kaldırırken otomatik 15 dereceye çekiyosun burnu. Sonra yerden uzaklaşınca sürati arttırmak için burnu biraz indirmen gerekiyor. Ya da 15 derecenin az üstüne kaçıyor mesela 17 oluyor onu elle düzeltiverirken biraz sert yapıverirsen böyle bir iç boşalması hissi oluyor uçağın burun pozisyonu aniden değiştiği için. O. Yani ıslık çalarak kumandayı sallarken biraz sert kaçırıvermemden korkup 10 saat yol çekiyosun :)

ergenlik

kendine zarar verme durtusu. bundan keyif aliyorlar sanirim.

bende de trikotillomani denilen bir sorun var. istemsizce kirpik ve kaslarimi yoluyorum kucuklukten beri. icten gelen bir istek, sebebini tarif edemem. tek bende var sanirdim ama baya bir kiside varmis bu durum. kendine zarar verme durtusunun en dusuk seviyelerinden biriymis. cok sukur muptezel degilim ama bu durtu yok edilemiyor xs

kadınlarla sınırlı değil bu erkekler de yapıyor, sebebini bilmiyorum, alkol, uyuşturucu madde kullanınca böyle saldırgaşan ve kendinin jiletleyince sakinleşen tipler var. hatta ilginçtir görünen yerlerini jiletlemeyip bacaklarını sırtını falan kesen insanlar görmüştüm geçmişte. kadın erkek farketmiyor. ulan kendinin kesiyosun ama görünen yerlerinde olmasın istiyorsun, manyaklığın değişik bir hali. askerde bi vatandaş görmüştüm, yüzü hariç elinin ulaşabildiği heryerde jilet üstüne jilet üstüne jilet izi vardı, yani adam periyodik jiletliyordu kendini.

barzoluk cinsiyet gözetmiyor.

Psikolojik sorunları olanlar. Yaşadığım yerde de var böyle insanlar ve intihara kalkışanları var. Eski kız arkadaşımın kardeşi maalesef 3 sefer denedi sanırım. Kolları bacakları da jilet izi olmuş hep.

Benim sol bileğimde var öyle bir jilet kesiği görüntüsü. Hatta dikey kesik. Ağaç dalı kesti daha çocuktum. Benimle birlikte iz de büyüdü. Bazen saatle falan saklıyorum. Belki benimki gibi jilet gibi görünen ama olmayan istisnalar da vardır.

barzoluk eziklik diyen arkadaşlar cezaevine gelin de neden yaptıklarını bir sorun.koldaki faça bir anlama falan gelmez. genel olarak büyüklerinden gördükleri öğrenilmiş bir davranış ve düşük sosyo ekonomik çevrede oluyor. uyuşturucu kullanıyor bu sebepten denemez ama genel olarak ortak özellik olabilir.

Ergenlikte bunalim/psikopat/arabesk takilmak. Ergenlikte kizlarin %95'i dertlidir. Derdi olmasa da dertlidir. Dert yoksa dert uydurur yine dert bulurlar. Bazi bu dertli takilma surecinde cool olayim diye sigara ve faca da ekliyor olaya.

Ne anlama gelir dersen kizla yatman cok daha kolay anlamina gelir facasiz bir kiza gore.
Gonollomo yopmoyon demeye gelecekler simdi.

yola çıkıp oradan tramvaya binip merkezden otobüslere binebilirsiniz. 1 km falan yürümeniz lazım. sanırım yol kenarından da geçiyor minibüs tarzı otobüsler ama sideye sürekli gidiyor mu bilemedim.

Ne zaman geleceksiniz

7/24 transfer kullaniyorum ben. Ya da ana yola cikip manavgat seyahat otobuslerine binip side yol ayriminda inip side minibuslerine bineceksiniz. Muhtemelen ayni paraya gelebilir ama.

Shuttlelar 30-40 tl idi kisi basi.

@neymis Ağustos basinda gelicez.

@kuehles onerebilecegin bir shuttle firması var mı? Bugün herkes en az 100 TL den fiyat verdi de sen 30-40 diyince şaşırdım. Öyleyse zaten diğer alternatiflere bakmam bile.

7/24 transferin shuttelları geçen sene 30 tl’idi. Side— havaalanı gitmiştik. Tam zamanında gelmişti tavsiye ederim

yarın manavgata gidiyordum ondan sordum.
arada gidiyorum ben, yazarsan alablirim .

Passiflora veya papatya-rezene çayı içebilirsiniz sakinleşmek için

Ben de ilk kez uçağa bineceğim zaman çok korkmuştum hatta günler öncesinden kabuslar görmeye başladım fakat hiç korkulacak bir şey değilmiş hatta tam tersi çok keyifli. Sadece uçak kalkarken böyle bir tuhaflık hissettim ama korku gibi bir duygu değil biraz heyecan hissi oldu sadece :) korkunu yenmek için üzerine gitmelisin.

saha personeli olarak çalıştığım zamanlar haftada en az 1 uçuşum olurdu, alışamadım alışamadım. bir şekilde uyumaya çalışıyorum ben uçağa biner binmez. ancak yanında çocuk olacağı için senin açından mümkün değil uyku seçeneği.

çocuğu oyalayarak çok rahat bir şekilde geçer bence 1 saatlik yolculuk.

@teritori virgule kadar alıştım süper oldu falan diyeceksiniz sanmıştım :)

lüks hale getir. toblerone al. pringles al. haribo zaten al. dergi vs. okurken ilk yarım saat geçer servis başlar. thy ise onların sandviçini yersin, çayını içersin. 10 dk da orda geçer. aşağı inme muhabbetleri başlar zaten. 2 kilo almış olarak inersin.

Ya alışma durumu değil tabi de bir yerden sonra sıradan hale gelebiliyor. İlk binişlerimde uçak yalpalayınca tırsardım artık o da çok etkilemiyor.
Ama tabi hiç tedirgin olmuyor kalkışlarda diyen de yalan söyler :)

Bir yanda çok sıkı testler ve eğitimlerden geçen pilotlar, diğer yanda ise ilkokul mezunu otobüs şoförleri ya da otomobil sürücüleri.

Bir yanda sürekli bakımları yapılan uçaklar, diğer yanda bakımlarının ne zaman yapıldığı belli olmayan, ne tür yakıtlar koyulduğu belli olmayan otobüsler (araçlar).

Bir yanda her türlü standardı uluslararası komitelerin belirlediği hava ulaşımı, diğer yanda torpille işe giren mühendisin tasarladığı karayolu.

Karar sizin.

Başında Fatih semt polikliniği yazıyorsa 2 gün önce önünden geçtim açıktı. Fevzi paşa caddesi üzerinde Karagümrük yönüne giderken sağ tarafta kalıyor. 3-4 katlı eski bir bina. Laboratuvar falan vardı içinde en son. Randevunuz ne zaman? Bugün o tarafa yolum düşerse bakarım yine açık mı diye.

Randevum sabah, neyse ki uykum açılınca arayıp öğrenmeyi akıl ettim :) Merkez poliklinikteymiş.
Yine de çok teşekkür ederim.

Savcılığa şikayet et. Trafikte taciz önemli bir suç. Cam kırma gibi saçma bir hareket yapma.

direkt savcılığa git bence. güzergahta mobese kameraları varsa onların kayıtlarını iste.

sizin yerinizde olsam edilebilecek ne kadar yer varsa şikayet ederdim. tek bir yerle kalmazdım. savcılık, odaları varsa oda vs. yasal sınırlar içinde ne kadar zorluk varsa çıkarın karşısına. kendi başınıza bir iş yapmayın. (cam kırma, lastik bilmem ne yapma vs.)

Şu taksi masaları filan var, şikayet et

şerefsiz. sinirlendim şimdi. her yere şikayet et.

Adamin calistigi duragina da sikayet et. Gidip cam kirma olayina girip basina is alma ama edilebilecek ne kadar yer varsa sikayet o serefsizi.

Kirarsan seni doverler (en iyi ihtimalle) polis falan da korumaz. Hangi ulkede yasaniyor yahu?

Cam falan kırma. Arabada kamera kaydı var mı?

@uzun kulaklı yalnız tavşan

Yok ne yazık ki. O an sıkışık ve yokuş aşağı trafik olduğundan videoya da çekemedim. Mobese kayıtları illa ki vardır ama küfürü kanıtlayamam.

o adam kadar alçalıp, o küfürleri edebilecek seviyeye inemeyeceksen hiç bulaşma.geçti bitti.
hayatına odaklan.

06 t 4585 mi plakası geçen bana da musallat oldu böyle.

Medeni olursak cevap şikayet et
Ama medeni olmanın işe yaramadığı bir türle karşı karşıyasın ve yaptırımı da caydırıcı mı tartışılır.
Şunu yapan ölse gitse o kadar faydalı olur ki insanlık için bazen dexter gerçek olsa diye hayal kurarken buluyorum kendimi.

hocam öncelikle geçmiş olsun.

sakın durağa gidip cam indirme falan gibi olaylara girmeyin. bu taksiciler çete gibidir, bir anda birikirler. ava giderken avlanırsınız. aman diyim.

yasal yolları terk etmeyin. hukuki yolları deneyin.

bir de aracınıza bir kamera taktırın, ortalık it kopuk dolu...

Yasal yola bulasmak yaninizda taniginiz yoksa bu adi mahlukla daha fazla muhatap olmanizi gerektirir sureci baslatabilir. Bence gerek yok bosverin. Butceniz varsa arac ici kamera taktirin bu gibi durumlarda. Insan bu ulkeden bu yuzden gidiyor. Caninina ve irzina birsey gelmedikce yapacak cok bir sey olmadigi icin. Hos bazen can ve irz bile korunmuyor.

Gecmis olsun.

Savcılığa şikayet edebilirsiniz ama bu yaratık ile daha fazla muhatap olmak isteyeceğinizi sanmıyorum. Ben avukatım, ben bile uğraşmazdım adliyede çok bulunmama rağmen. Belediyenin taksi masasına şikayet edin geçin bence. Böyle tiplerle uğraşmaya değmez, burası Türkiye.

Araya hayat giren arkadaşlar.. kalan omrumun yarisini verirdim eski ekiple, eskisi gibi takilabilmek icin.

sağlığım.

- vefat eden bir kaç kişi
- kapanan bir kaç mekan
- 2012
- köpeğim

Dişimin ağrımadığı herhangi bir an. (Şu an ağrıyor çünkü.)

sağlık

2016 mart - haziran arası.
hayatımda en mutlu olduğum o aylar, sevgilimin ilk hali.

sonrası (2.5 yıl) hep yalanmış...

.

bir de ananemi ozledim.

bir de universitemi, ogrenciligi ozledim.

Saçlarım
Boşa geçirdiğim zamanlar..

90'ları özledim,2000'den itibaren herşey kötüleşti

Köpeğim
Ailem
Yakın arkadaşlarım
Türk yemekleri (özellikle lahmacun, kokoreç ve simit-beyaz peynir-çay)
İstanbul
İzmir

Dedem.

Babam, ananem, dedem
Üniversitem, kaldığım yurttaki yatağım
Kedilerim, kedili hayatın tatlılıkları (sadece tatlılıkları)

-Annem-Babam :(

-eski enerjim
-metal festivalleri

eskisi gibi uzun mesafe kosabilmek, agir spor yapabilmek. belfitigi yuzunden 2 senedir pek bir sey yapamiyorum.
bir de turkiye, anam, babam, kardesim. gurbet zor, bilen bilir.

Geride özlenecek bir şey yok benim için.

öyle özledim dediğim bir şey gelmiyor aklıma ama belki 2013-2015 civarı olabilir.

bir araya gelemediğimiz ilk aşkım .

Çocukluğum, yaz zamanı memleketim.

özlemeyi uzun süre önce bıraktım.

gerçek çilek kokusu.

genel olarak özlediğim şeyler, yani ara ara özlemi sürekli gelen, aile, muhtelif Turkish food ve üniversite hatıraları oluyor. onlar da çok derin bir özlem değil yani.
ara ara geçici olarak birçok şeyi özlediğim oluyor. memleket, yemek, birkaç insan belki, uzak diyarlarda bazı hatıralar, geziler vs

birkaç sene önce ölen kedimi şu hayatta hiçbir şeyi özlemediğim kadar çok özlüyorum. yuvalandırma ilanlarına sapık gibi bakıp hep ona benzeyen bir yavru arıyorum.

-17 yaşım
- Mart ayından önce herhangi bir zaman
-cocugumun sağlıklı halleri

Fatura kesmek zorunda, talep ederseniz verir. Talep etmeden de vermesi lazım gerçi ama işte...

Bazı psikologlar fatura istediginizde vergiyi de sizden istiyor. Diyelim muayene 150 TL fatura isterseniz 177 TL diyor.

Psikologlarin hizmet verme yetkisi yok. alayı kaçak. Eğitim danışmanlık ltd sti üzerinden veriyorlar faturayı verenler. Onlar da şöyle yapar. 250 lira ise faturalı 250+%18 olur seans ücreti.

Mesela mahkemede lazım oldu. Çift terapisine gitmistiniz lazım oldu. Görüş için psikologu cagirdiniz. Psikolog tahminen şöyle 20 bin lira civarı bir ceza alır eğer avukat akıllı biriyse. Çünkü yetkileri yok. Alayı kaçak. Hiç bir bakanlığa bağlı değiller. Meslek odaları yok. Hiç bir şekilde ispat edemezsiniz terapi gördüğünüzü vs. Çünkü terapi vermeleri yasak. Ancak danışmanlık verebilirler eğitim danışmanlık ltd sti üzerinden.

Kaçak değil sadece psikiyatristlerin baskısından dolayı psikoterapi merkezi olarak ofis açılamıyor. Ama açan da var son birkaç yıldır. Psikolojik danışmanlık merkezi olarak ofis açıyorlar genelde.

Psikologların terapi vermeleri yasak gibi komik bişeyi de ilk defa duyuyorum. Yalan yanlış bilgilerle insanları yönlendirmeyin. Dünyanın her yerinde psikologların terapi ve psikolojik test uygulama yetkisi vardır. Sadece ABD'de ilaç yazma yetkileri olabiliyor.

Herhangi bir şikayet halinde görürsünüz o halde. Sağlık bakanlığı fellik fellik merkez geziyor ceza yazmak için. Bir bakanlığa bağlı değil de psikoterapi hizmeti veremez. Çünkü sağlık hizmetidir bu.

@westblack Ben klinik psikologum ve diplomam sağlık bakanlığından onaylı. Senin dediğin klinikçi olmayan ya da şarlatan topluluğu için geçerli olabilir. Yakında zaten yasa da çıkacak.

Ben de klinik olmayan psikologlardan bahsediyorum. Bu arada O yasa çok zor çıkar. Tabipler odası varken.

Çoğu vergi ödemiyor. Paralar cukka cep

Genelde evet.

genelde evet. ama yıkamadan giydiğim de çok oluyor.

yoo

Hayır

Evet istisnasız.

evet

mağazadan alınıyorsa evet internet mağazasından aldıysam (kapalı poşette geliyor) duruma göre yıkıyorum.

don atlet, gömlek - tişörtü yıkıyorum da kalanlara üşeniyorum.

Çorap dışında hemen hemen her şeyi yıkıyorum.

Tabii ki yıkıyorum.

Yikiyorum

Yikamam.

Bunca yıllık okbliyim yeni takıntılar çıkarmayın :)

İç çamaşırlarını evet.
Diğerleri duruma göre değişiyor. Genelde yıkarım ama çok da takıntılı değilim.

Evet ama çorapları umursamam, henüz yıkanmamışsa da giyerim.

ic camasiri disinda bir seyi yikamam.

Muhakkak

Evet mutlaka yıkarım.

yikamiyorum.

son utucunun ugrasini cope atmamak lazim.

tek istisnam donlar.

ha bir de konfeksiyon kokusu varsa (cocuklugumun karanlik gunlerini hatirlatiyor)evde giyer hemen yikarim.

Yıkarım tabii ki. Fabrikada ki kimyasallar var üzerinde. ayrıca; benden önce kimin giydiği belli değil... Herhangi bir deri hastalığı bana bulaşabilir...

sadece iç çamaşırı +1

Çorap hariç evet.

boya veriyorsa yıkarım onun dışında aklıma bile gelmedi.

Çorap, fular gibi şeylerin dışında hepsini yıkarım.

yes

Mağazada giyip de üzerimde kalacak deyip alarmını üzerimdeyken oramdan buramdan çıkarttığım bir sürü şey oldu. Böyle yazınca tavrım anlaşılır sanırım (*-*)

bir arkadaşımın ablası tekstil atölyesinde çalışıyor, bilindik mağazalara işler yapıyorlar. her şey yerlerde sürünüyor üstüne basılıyor diye anlattığından beri yıkanmadan giymem aldığımı. fabrikalarda çorapların falan da farklı muamele gördüğünü sanmıyorum. bence siz de yıkayın.

Oruçlu olduğu için ters tepki vermiş olmalı fakat elbette o haksız. İnsan okul arkadaşına bile “sana söylemek zorunda değilim” diyemezken, söz konusu hele eş olunca... Eğer muhafazakar biri değilse ve siyasi dini görüşleriniz farklı değilse sadece oruçlu olmaktan kaynaklı anlık bir tepki de olabilir yine de.

Kusura bakma ama malmış eşin. Oruç tuttuğu için değil tavrından dolayı söylüyorum tabi

kusura bakmayın ama komik geldi bana. oruçlu olduğu bilinmez mi eşin. siz haklısınız.

Sen haklısın, eşinin tavrı yanlış.

Eşin saçma davranmış

İletişim problemi var. Neden sormadın oruç tutup tutmadığını. Merak etmiyo musun?

Eşin de ters tepki vermiş. Sormadığın için olabilir.

Ramazan başlarken konuşmuştuk tutmayacagim demisti zaten öyle laf arasında.